25 Mart 2014 Salı

LOHUSA SENDROMU!

İnsan hamile olduğunu öğrendikten sonra hep bebeğine sağlıkla kavuşmayı istiyor, onun için planlar yapıyor, alışverişler yapılıyor, odalar hazırlanıyor… Çok tatlı heyecanlar bunlar fakat doğumdan sonrası pek de umulduğu gibi olmuyor. Çünkü problem uyku değil hormonların sizi dengesiz bir insan haline getirmesi…
Lohusa sendromumu çok çaktırmamaya çalışarak ama içimde fırtınalar koparak yaşadım. Beklediğimden önce doğum yapmak da sanırım bazı duygularımı iyice körükledi.  Bir kere olur olmaz durumlarda ağlama krizlerine kapılma durumu var. Ben ilk ağlama krizime eve geldikten sonra lavaboya gidince kapıldım çünkü doğumdan önce aklıma idrarımı tutamadığımı zannederek geçirdiğim dakikalar  geldi. Daha sonra ertesi gün Demir’i doktor kontrolüne götüreceğimizde ben bir bebekle nasıl dışarı çıkacağım, yanıma ne alacağım diye ağladım, doktordan dönerken Allah’ım nasıl büyüyecek diye ağladım, süt pompasının kablosunun çıkık olduğunu fark etmeyip süt sağmaya çalışırken sütüm kesildi diye ağladım, hastanede giydiğim geceliği görünce ağladım, bebeğimin altını düzgün bağlamayı beceremiyorum diye ağladım, pişik oldu diye ağladım, odası gelmeden doğum yaptığım için bir dolabı bile yok diye ağladım, oğluma doğum kurabiyesi yapamadım diye ağladım, göbeği düştükten sonra o göbeği kaybettim sanıp ağladım, kıyafetlerim olmuyor diye ağladım…. Bu liste uzaaaarr gider. Hormonlar insanı ne hale getiriyor önce bu bebeğe nasıl bakıcam diye ağlıyorsunuz, sonra da benden iyi kimse bakamaz diye!! Ah ahh ne çektin be Aykut!!:)) Benden o dönem ne çektiniz be anne-baba!!:))
Yeni doğum yapmış annenin öncelikli sorunlarından birisi süt oluyor. Geldi gelmedi, yetti yetmedi. Bu sadece annenin değil etraftaki yakın uzak herkesin meselesi haline geliyor. Telefonla tebrik için arayanların bile ilk sordukları soru anne sütü alıp almadığı. Mama da alıyor dendiğinde “niye sütün yetmiyo mu” sorusu geliyor. İşte o soru var ya insanı beyninden vuruyor. Sanki size küfredilmiş gibi hissediyorsunuz.  Bir arkadaşım çocuğuna anne sütü veremediğini anlatırken ağlamıştı. O anda onu hiç anlayamamıştım. Ne var canım mamayla da gayet sağlıklı büyümüş diye düşünmüştüm. Onu anlamak için anne olmam gerekiyormuş.
Aslında erken doğum yapmama rağmen sütüm hemen gelmiş ve oğlum da emmeye başlamıştı. Fakat 3 kg’a ulaşana kadar mama takviyesi de yaptık. Daha sonra doktorumuz benim sütümün yeterli olduğunu mama vermemem gerektiğini söyledi. Söyledi ama bizim Demir Adam mama kesildikten sonra memeye yapıştı. Evet kelimenin tam anlamıyla yapıştı. Saatlerce emiyordu, süt var yok fark etmiyordu. Tabi durum böyle olunca etraftaki herkes bu çocuk doymuyor mama verelim demeye başladı. Benim ise sütümün yetmediğinin vurgulanmasına tahammülüm hiç yoktu!! Mama vermedim, baskılara yenilip verdiğimde ağladım! Nitekim mama versem de vermesem de tam 2 ay memeye yapışık yaşadı. Tam doktorun dediği gibi üçüncü ayın sonunda memeye olan bağı acıktığı zamanlarla sınırlandı! Ama o 2 ayın zorluğu anlatılmaz yaşanır. Her daim memenizi emmek isteyen, size muhtaç bir canlı var, dışarıda da akıp giden bir hayat… Alın size sendrom!!!
Bu yazıyı okuyan yeni anneler size sesleniyorum, doyuyor merak etmeyin, istediği sadece sizin sıcaklığınız, size daha yakın olmak, güvende hissetmek. Sakın kucağa alışır diye düşünmeyin. Biliyorum etraftaki herkes kucağa alıştırma deyip duruyor. Siz onlara direnin, çünkü bebeğin yegane ihtiyacı sizin kucağınız, sıcaklığınız, kokunuz… Ancak bu şekilde güvende ve huzurlu… Bırakın kucağınızda kalsın, kokusunu içinize çekin, yumuşacık yüzünü, minicik ellerini okşayın.. Bırakın dışarıdaki hayat aksın gitsin. Siz bebeğinizle o sarmaş dolaş, iç içe dakikaların tadını çıkarın. Çok değil bir sene sonra yürümeye başlayınca siz kucağınızda dursun isteyeceksiniz ama o gelmeyecek. Kapatın kulağınızı çevrenizdekilere ve bebeğinizi sarın sarmalayın, doya doya öpün koklayın…
Bu yazıyı okuyan anne adayları şimdi de sizlere sesleniyorum! :) Hamilelik çok hızlı geçiyor, içindeyken hiç bitmeyecek gibi geliyor ama doğumdan sonra ne kadar çabuk doğum zamanınızın geldiğini düşünüyorsunuz. Hamileliğiniz sürecinde doğum sonrası planlarınızı mutlaka yapın. Öncelikle doğumdan sonra da bir müddet hamile kıyafetlerinizi giymek zorunda kalacağınız gerçeğini unutmayın. Göbeğiniz birden küçülüp, basenleriniz daralmıyor. Bunun için zaman lazım… Unutmayın doğumdan sonra altı aylık hamile gibi görünmeye devam edeceksiniz ama ödemler, şişler elbette kaybolacak biraz sabır gerekiyor… O nedenle kıyafetlerinizi emzirmeye uygun olarak seçin ve mutlaka doğumdan sonra bebeğinizle dışarı çıkarken giyeceğiniz kıyafetler hazır olsun. Mümkünse önden düğmeli, kolay açılıp kapanabilen cinsten olsun ki zaten acemi olduğunuz emzirme eylemine bir de düğme krizi karışmasın. Bebekle dışarı çıkmam diye asla düşünmeyin en basitinden ilk haftalar rutin doktor kontrollerine gideceksiniz ve muhtemelen minik yavrunuz arabada emmek isteyecek.
Ben ilk doktor kontrolüne giderken hamile elbiselerimden birisini giymiştim. Sıfır yakaydı!! Hastanede bizimki yaygarayı basınca emzirmem gerekti. Bu arada Demir çok zor emdiği için hemşire bana emzirme danışmanlığı vereceğini söyledi. O sıfır yakanın içinden göğsümü çıkarma çabalarımı hatırlıyorum da takdire şayandı doğrusu!!! O nedenle daha da büyüyecek göğsünüzü düşünerek V yakalı, ya da düğmeli kıyafetleri edinmeyi ihmal etmeyin.
Hamile anneler için bir diğer önerim ise bebeğinizi hangi çocuk doktorunun rutin takibine götüreceğinizi mutlaka araştırın. Çünkü doğumdan sonra her ay düzenli takip edilmesi şart. Hamileyken insan bunu da düşünemiyor…
Bir de anne bakım çantanızı da aklınız henüz başınızdayken hazırlayın derim. İçine ne mi koyacaksınız:
-Altını değiştirirken kullanacağınız bir alez
-Bebek bezi
-Yeni doğan için ıslak pamuklu mendil
-Pamuk
- Tülbent
-Yedek kıyafetler (atlet,  tulum, çorap)
-Penye battaniye
İlk etapta bunlar yeterli. Daha sonra çocuğunuzun ihtiyacına göre emzik, biberon, vb. koyabilirsiniz.
Anne bakım çantanız ve kıyafetleriniz hazır olursa ilk doktor gezmeleriniz daha rahat olur diye düşünüyorum.
Bir de unutmadan emzirme önlüğü edinmeyi sakın unutmayın. Yüzyılın icadı! Boyun kısmı ayarlananlardan almanızı tavsiye derim. Hamileyken boynunuzdan geçirerek birkaç deneme yapmanın da zararı olmaz. İlk denemeniz bebekle olacaksa da bunu önce evde denemenizi tavsiye ederim, çünkü ilk denemelerde gizlemek istediğiniz kısımlar konusunda pek başarılı olamıyorsunuz ona göre!!:)





2 yorum:

  1. duygularıma tercüman olmuşsunuz hocam.. ben zaten sulu göz biriyi, lohusalıkta oldum çeşme... aralıksız ağlıyordum, hem de neredeyse aynı sebeplerden.. ben de alışma sürecindeyim hala.. inşallah hormonlarımın düzene girmesiyle bizde zamanla normalleşeceğiz:)

    YanıtlaSil
  2. Inaninki lohusalik depresyonuna girdim malummm etrafimdaki herkesin bebekle alakali yorum yapması beni çıldırttı yok doymuyor yok Üşüyor yok pirinç unu yap ver yok bana zorla saçma sapan şeyler yedirmeye çalışmalar daha bur sürü bide beni anlayan kimse yoktu çok yalnız kalmıştım

    YanıtlaSil