18 Şubat 2014 Salı

DEMİR ADAM/ BEBEKLE HAYAT VOL 1.

Eğer  bir bebek sahibiyseniz bilirsiniz ki kendinize ayıracak dakikanız kalmaz, çünkü bebekler filmlerdeki gibi saatlerce uyumaz!!! Hıııı uyuyanı yok mudur, vardır ama o uyurken de siz onun için bir takım faaliyetler içindesinizdir. Ne yapacağınızı şaşırırsınız acaba ev mi toparlanmalı yoksa çamaşırlar mı yıkanmalı, biriken ütüler ne olacak, eee evde yemek de yok, yoksa bir kahve alıp ayakları uzatıp uzun zamandır izleyemediğiniz dizi mi izlenmeli, boş boş televizyona mı bakmak en iyisi, yo yooo en iyisi internette gezinmek , biriken binlerce maili temizlemek ya da uyumalı mı acaba???? Eyyyy sen bebek sahibi olmayı düşünen kişi “ben çocuğumu hayatıma dahil edicem onun için hayatımı değiştirmeyeceğim. Gideceğim her yere götüreceğim, bla bla bla…” diyorsan bilki gerçekler öyle değil…  Düşün ki hafta sonu arkadaşlarınla brancha gidiyorsun..  Evden çıkma faslına hiç girmeyeceğim o başka bir postun konusu olsun! J Evden eşin sen ve bebeğiniz Pazar kahvaltısı için çıktınız. Yolda koltuğunda oturmak istemedi, ağladı… Aldınız ve emzirdiniz bir taraftan da dua ettiniz “Allah’ım noluuurr uyusun” evet dualarınız kabul oldu ve uyudu.. Hedef noktasına vardığınızda eşiniz arabadan indi bebeğinizin arabasını çıkartmak için bagaj kapağını açtı, arabayı çıkarttı veee bagaj kapağının kapanma sesine bebeğiniz uyandıııı!!!! Tırınırınımmm round 1 bu bebeğin sakinleşmesi lazım!! Tekrar taktınız önlüğü emzirmeye başladınız.. Neyse ki sakinleşti ama artık o uyanık bir bebek… Neyse birsürü araştırma yapıp, bir dünya para vererek aldığınız arabasına bebeğinizi koydunuz, arkadaşlarınızın yanına ulaştınız.. Herkes bebeğinize bayılıyor, “ayyy ne şeker”, “ayyy yeriiiim ellere bak”, “ayyy bu kıyafete bayıldım” gibi yemeli yutmalı sevgi sözcükleri havada uçuşuyorJ Sonra bebeğiniz kucaktan kucağa sevgi  sözcüklerini kabul ederken birden küçücük midesindekileri çıkarıveriyor!!! Round-2 bebek bakım odasına gidip üstünün değiştirilmesi lazım. Tabi gittiğiniz yerde bebek bakım odası varsa! Neyse bebek bakım çantanızı kolunuza takıp, bebeğinizi de alıp yola düşüyorsunuz. Bebek bakım odasında bebeğinizin ihtiyaçlarını giderdikten sonra tekrar masaya dönüyorsunuz. Oooo bir muhabbet başlamış, kahkahalar gırla gidiyor. Garson sizin de çayınızı getiriyor, siz de bebeğinizi arabasına koyup kahvaltıya başlama arzusuyla yanıp tutuşuyorsunuz. Round 3 bebek arabasına koyduğunuz bebeğiniz ağlamaya başlıyor!!! Eee tabi o orda ağlarken siz tabağınızı dolduramayacağınız için, minicik yavrunuzu kucağınıza alıp başlıyorsunuz restoranda gezmeyeJ Eeee karnı tok, altı temiz sadece yatmak istemiyor küçük melek… Neyse eşiniz kahvaltısının bir bölümünü bitirene kadar siz bebeğinizle “aaa bak oğlum burda ne varmışşşş!!”  “uzunmuuuşş, kırmızıymıışş, ayyy ne tatlıymışşş” gibi tanıtıcı cümlelerle bebeğinizle geziniyorsunuz… Arada masanıza dönüyorsunuz, azıcık da olsa sohbeti yakalamak umuduyla.. Tabi oturabiliyor musunuz hayır! Ayakta “hopbidi hopbidi” modundan, “eeee eee eee” moduna geçiş yaparak eşinizin ağzınıza verdiği lokmaları yutuyorsunuz. Sonra baba bu halinize dayanamayıp yanınıza geliyor “hadi sen otur bi şeyler ye” diyor. Siz de sonunda tabağınızı doldurup masaya oturuyorsunuz ve başlıyorsunuz sohbete “ayy gündüz hiç uyumuyo”, “dün bir kahkahalar attı bak videosunu izleteyim”, “Geçen gece bir gaz sancısı oldu sabahı zor ettik”…. “Acaba sütüm mü azaldı daha çok emmek istiyor”… Gördüğünüz gibi sohbetinize de doyum olmuyor J sonra bir ağlama sesi yanınıza doğru yaklaşıyor.. Round 4  bebeğinizin size ihtiyacı var ve emmek istiyor.. Hadi bakalım tekrar bebek bakım odasına, emzir, altını değiştir derken yarım saat geçiyor… Tekrar masaya gelip arabasına koyup sallayarak uyutmayı deniyorsunuz ama olmuyor olmuyor olmuyoooorrr!!! Bu arada arkadaşlarınız birer kahve söylemiş, sohbetin doruklarındalar… Round 6 bebeğiniz uyumadığı gibi sakinleşmiyor da!! Sakinleştirmenin tek yolu vaarrrr!! Hadi bakalım bebek bakım odasına…. İsterseniz burada senoryomu bırakayım. Tabi tam tersi de olabilir, arabadan inerken uyanmayıp uzun bir uykuda çekebilir. Ama bu uyku sizin orada ki tüm zamanınızı kaplayamayacağı için birkaç kere emzirme ve alt değiştirme faaliyetlerine girişmek zorunda kalırsınız. Sonuç olarak ne karnınız doyar ne ruhunuz…Şimdi söyleyin bakalım hayatınız eskisi gibi devam ediyor mu etmiyor mu? Ben o çok büyük büyük laflar edenlerdendim “Aman canım bebekle evden çıkmak da ne var alır çocuğunu çıkarsın!!!!” “ Çocuk sosyal aktivitelerinize engel olmamalı, hayat eski rutininde devam etmeli!!” Eveeet öğrendim ki “annelik tükürdüğünü yalama” sanatıymış!” Tabi bir şey daha öğrendim ki dünyada kimseleri böyle sevemezsin… yok böyle bir aşk…Hem canınıza okuyor hem de onun için yanıp tutuşuyorsunuz… Alın size ebedi aşk….
 
Demir biz bunları yaşarken 3-4 aylıktı.. Her dışarı çıkışımızda bir daha çıkmayacağım diyerek eve dönüp, 3. günün sonunda hadi bir kere daha deneyelim diyordum:) Şimdi Demir 9. ayını tamamladı (Düzeltilmiş 8 ay) çevreye olan ilgisi, oturma süresi arttı, uyku süresi kısaldı!!! Şimdi nasıl mı? Cevabı Vol. 2'de :))
Sevgiler...

10 yorum:

  1. Aras 2 yaşında. Doğurmadan önce ettiğim iki büyük laf:
    1- Kocamın önüne hiçbişey geçemez
    2- Çocuğum hayatı benimle yaşamalı, heryere gideceğiz onunla, hiçbişeyden eksik kalmayacağız.
    sonuç:
    - ilk iki ay uyuduğunda bile kucağımdan bırakamadığım için bırak ayak uzatıp kahve içmeyi, tuvalete gitmem bile olaydı. hayır psikopat değildim, yatağa koyar koymaz uyanıyordu
    - 24 aydır her gece rutinini bozmamak adına evdeyim, evet hiçbir akşam ne O'nunla ne O'nsuz dışarı çıkmadım
    - sanılanın aksine gürültüye alışmak diye birşey olmadığından evde ışık açıp kapamak bile bir kriz konusuydu, hala seslere karşı inanılmaz hassas, evde aktivite de tercih edemiyoruz o yüzden
    - pusetinde asla uyumadı, oturmadı, yani gittiğim yerde uyusa da uyumasa da kucağımda olduğundan, bağımsız olmam mümkün olmadı
    - sinema başbaşa takılma ihtiyacımız için Gürcan'la işten izin alıp gündüzleri tercih edebiliyoruz, o da anca doğumgünü, yıldönümü falan gibi zamanlarda. özleyip erkenden eve koşmamızla son buluyor :)

    bütün bunlar zaman içinde şiddetini azaltan skıntılar. ve aslında bebeğin özellikle ilk iki yılında ailenin hayatına uyum sağlamasını beklemek biraz bencilce. O'nun ihtiyacı olan, dünyaya adaptasyonunu kolaylaştıracak, mümkün olduğunca O'nun konforunu önceliklendiren bir düzeni yaşatabilmek. Bu ilk yıllarında ilgiye sevgiye rahata doyan çocuklar inanıyorum ve görüyorum ki sonrasında son derece uyumlu ve rahat oluyorlar.
    ve asıl güzel olan; bütün bunları asla fedakarlık olarak görememek, o daha önce tadılmamış bambaşka sevginin ruhundaki bütün açlıkları ve ihtiyaçları zaten gidermesi..
    seni ve Demir adamını çok öpüyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Melike ne kadar güzel yazmışsın yaa!! Kendimi buldum resmen..İşte aslında bizim beklentimiz büyük ya da benim öyleydi sanırım. bebek dediğin günün büyük bir kısmını uyuyarak geçirir diye doğum izninde izleyeceğim dizileri bir güzel arşivlemiştim inanabiliyor musun? Sonuç ne oldu ilk iki ay tuvalette bile zor gitmek, uzun bir duş hayal:) Bebek sürekli memede yapışık!!
      O kadar haklısın ki gün geçtikçe bazı sıkıntılar azalıyor gerçekten. Hem ben anne olmaya alışıyorum hem de minik yavrumuz bizimle olmaya alışıyor; günden güne büyüyen bir aşkla..
      O çookkk yakışıklı oğlunun gizli bir takipçisiyim:) Aras'ı ve seni öpüyorum umarım en kısa zamanda bir araya gelebiliriz. Ben emzirme odasından oyun parkına terfi edince sanırım daha da rahat görüşürüz:) Sevgiler, öpücükler, teşekkürler...

      Sil
  2. “annelik tükürdüğünü yalama sanatıymış!” : )) Ne kadar doğru bir tespit.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler:) Yapmam dediğim o kadar çok şeyi yaptım ki!! Daha neler yapacağım kimbilir:)

      Sil
  3. Bir annenin duygularını ne kadar güzel anlatmışsın Saniyecim, hem gülerek hem de "evet evet aynen öyle" diye seni onaylayarak bir solukta okudum. Devamını heyecanla bekliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Işılcım çok teşekkür ederim :) Çocukların gelişimi ayn basamaklardan geçtiği için annelerin çileleri de benzer oluyor heralde:) Aruzu ve seni çok çok öpüyorum..

      Sil
  4. O brunchlarin birinde seninle kader ortaklığı yapmış biri olarak annelik bence de bir bilg oyunu gibi..Level atladıkça mutlu oluyor ama daha da zorlusuyla karşılaşıyorsun.Peri de eskiden daha cok ve daha kolay uyurdu.Simdi disarda oyalamak ise daha bi zorlaştı.Şayet pusetinde devamlı yürütürsen çevreye bakıp seni rahatsız etmiyor.Ama hele bir dur,kucağına almak ve bel ağrılarına yenisini eklemek zorundasın :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah Güzencim öyleyse durmak yok yola devam:)) Şu uyku level'ını bi atlayıp geceleri kesintisiz uykunun olduğu bölüme bi geçemedik ama yaa!!
      Çoookk öpüyorum sizi;)

      Sil
  5. Hocam çok güzel anlatmışssınız emeğinize sağlık:) oğluşumuzun hayatımıza girdiği ve bizim adapte olma sürecimizi geçirdi gözümün önünden. Ama söyle özetleyeyim bende; Hiç kimse beni bir avm gezintisinin (çoğu bebek bakım odasında) saatlerce süreceğine, soğuk yemek yenerek de yemeğin tadının alınabileceğine,İki lokma alip uzuna bir ara verildiğinde kendini doymus hissedeceğine inandıramazdı:) ama ben yılmadım onu bütün hayatıma katmaya devam ettim ve sonuç: gidilen bir restaurantta "bende biy coyba alabiliymiyim..."işte bu kadar demeyi çok isterdim şimdide ne yedi ne kadar yedi ve ne güzel yedi diye hayran hayran seyrederken buluyorum kendimi:) yaniii soğuk kahvelere, anlaşılamayn ortaarından girilen arkadaş sohbetlerine devam hayat böyle çok eğenceli:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sinemcim, çok teşekkür ederim. Duygularını o kadar iyi anlıyorum ki:) Neyse onların karnı doysun da biz soğuk yiyip içmeye devam edelim... Annelik işte... Kimseye sabredemeyeceğin kadar sabırlı ve anlayışlı oluyorsun :)
      Paylaşımın için teşekkür ederim, sevgiler, öpücükler...

      Sil