27 Şubat 2014 Perşembe

DEMİR ADAM'IN KİTAPLIĞI/ GERGEDANLAR KREP YEMEZ

Bu hafta Demir Adam’ın kitaplığında çok eğlenceli bir kitap var.

“Gergedanlar Krep Yemez” hem kurgusu hem de resimleriyle beğenimi kazandı :) Begüm bir sabah kahvaltı yaparken mor renkli kocaman bir gergedan görür! Üstelik bu mor gergedan bir de masadan krep almıştır..


Annesi ve babasını evde mor renkli bir gergedan olduğuna inandıramaz ama zaman içerisinde gergedanla aralarında bir dostluk başlar…Sonra mı? Sonrasını okuyup görmenizi tavsiye ederim:)


Kitabın resimleri harika… Demir resimlerine bakmaktan gerçekten çok hoşlandı. Henüz ne bu kitabın hepsini dinleyebilecek dikkat süresine ne de sayfalarını tek tek çevirebilecek ince motor becerisine sahip olmamasına rağmen evirdi çevirdi inceledi…


Pekiii söyleyin bakalım sizin çocuğunuz evde mor renkli bir gergedan gördüğünü söyleseydi ne yapardınız?

Kitabın Yayın Evi: Pearson Yayınla
Çeviren: Gülbin Baltacıoğlu
Yazar: Anna Kemp
Resimleyen: Sara Olgilvie
Ben Kitabı Nereden Aldım: Remzi Kitapevi
Kaç yaş okusun: 3-6 yaş

Hem size hem de miniğinize keyifli okumalar:) Ama dikkat ezberleyene kadar okutacak!!
Sevgiler...

26 Şubat 2014 Çarşamba

DEMİR ADAM / SÜNNET


Bebeğimin cinsiyetinin erkek olduğunu öğrendiğimde aklıma 3 konuyla ilgili sorular takıldı:
1.       Sünnet
2.       Askerlik
3.       Gelin
Gelin konusunu düşünmek için erken olduğunu, askerliği de bedelli yapabileceğini düşününce sünnete yoğunlaşmaya karar verdim :)
Aslında erken doğum yapmasaydım doğduktan hemen sonra sünnet planlarımız içindeydi ama bebeğimiz o kadar sürprizli ve o kadar küçük doğdu ki sünnet aklımıza bile gelmedi. Ama “gelin” arada aklıma geldi valla! El kızına nasıl vericem yavrumu diye düşündüm, sanki iki kilo vericem el kızına. 90 kg olunca, evlensin de torun seveyim diye gözünün içine bakarım heralde ama lohusalık farklı bir psikolojik bakış açısı yaratıyor insanda:))
Neyse konumuza dönüyorum. Biz Demir Adam’ın sünnetini 7 aylıkken (düzeltilmiş 6 ay)  bir üniversite hastanesinde yaptırdık. Bu kararımızdan da son derece memnun kaldık. Sadece miniciğimizi 20 dakikalığına da olsa ameliyathanede yalnız bırakmak çok endişe vericiydi…

 
Doktorumuz operasyondan birkaç gün önce oğlumuzu muayene etti ve bize operasyon ve sonrasındaki bakımı anlattı. Bana duvardaki Nasrettin Hocanın şalvarını göstererek (şalvar lacivert bir renk) “Bak annesi operasyondan sonra pipisi aynı bu renk olacak hiç endişelenme” dediğinde ben de ona “gelecekte torunumun olmasına engel olmayacaksa endişelenmem” dedim :)  Şimdiden neler düşünüyorsunuz diyerek güldü.. Tabi nereden bilecek benim bilinçaltımı, sonuçta adam cerrah psikiyatrist değil ki!!
Demir klasik yöntemlerle sünnet oldu. Tam 10 günde de tam bir iyileşme sağlandı. Sadece ilk saatler çok zordu. Çünkü ameliyathaneden çıktıktan sonra,  anestezinin etkisi geçmek üzereyken yavrumuzu bize verdiler. Nasıl ağlıyor anlatamam, bir saat emzirmemem lazım... Emzik de almıyor… Yarım saat aralıksız nefessiz kalırcasına ağladı, sonra uyuyakaldı... Ağlama nedeni acı değildi, ilk gözünü açtığında tanıdık birini yanında görememekti belki ama bir anne için dayanılması çok zor dakikalardı. Sonuçta o benim en kıymetlim, biriciğim…
O gün emzirdikten sonra yavaş yavaş kendine geldi, gülmelere başladı. Fakat arada bir bir “hiiiiğğ” diye bir ses çıkarıyordu, sanırım birazcık çişi yakıyordu… Ertesi gün sanki hiiiççç operasyon geçirmemiş gibiydi. Pipisinin üstünde bir pet bardakla 10 gün geçirdi ve her gün yarım saat suyun içinde oturdu. Az öncede söylediğim gibi 10 gün sonra tam olarak iyileşti.

 
İyi ki Demir doğduğunda sünnet ettirmemişim. Çünkü,
1.       İlk günlerde çok sık ve çok sıvı dışkılama olduğu için pipiyi hijyenik tutmak çok zor olurdu
 
2.       Bebeğimin pipisinde pet bardak yokken bile ilk günlerde her bağladığım bezden çişi sırtından çıkıyordu. Bir de pipoşta bir bardakla nasıl baş ederdim bilmem.
 
3.       Pipisinde bir pet bardakla emzirmek çok zor olurdu. Sonuçta emzirme eylemine yeni alışıyordum, canını yakıyor muyum diye düşünür dururdum.
 
4.       Bir de pişik riski daha yüksek olurdu. Özellikle yaz bebeklerinde bu pet bardakların kapandığı kısmın pişik olma riski çookk çok yüksek. Hele ki yeni doğanda bence kaçınılmaz..
Bu işin uzmanları ne önerir bilmem ama bir çocuk gelişim uzmanı olarak bence bebek dönmeye başlamadan önce 5-6 ay aralığında sünnet ettirmek ideal. Tabi eğer bebeklik döneminde sünnet ettirmeye niyetiniz varsa. Hem ağrı reseptörleri de daha tam olarak gelişmemiş olduğu için fazla canları acımıyor. Biz oğlumuz ilerde sünnetten korkmasın, işin sadece eğlencesini yaşasın ve hatırlasın istediğimiz için bebeklik döneminde olmasını tercih ettik.
Siz bebekken sünnet ettirmek istemiyorsanız o zaman 7 yaşından sonraki dönemi bekleyin derim. Çünkü çocuklar 3 yaşından sonra pipilerini kaybetmekten korkabiliyorlar. Bu yaşlarda yeni yeni oluşmaya başlayan cinsiyet kavramının kazanımını sünnetin olumsuz etkilemesini istemezsiniz değil mi?
Neyse biz sünnet işini böylelikle hallettik, bakalım şu gelin işi ne olacak? :))))))
Sevgiler…

 

 

20 Şubat 2014 Perşembe

DEMİR ADAM'IN KİTAPLIĞI/OYUNCAKLAR

Bu hafta Demir Adam'ın kitaplığında miniminicik bir kitap var :) Çok okunmaktan biraz yıprandı! :)


Bu minik kitabın her sayfasında bir oyuncağın resmi var. Tam oğlumun yaşına uygun bir kitap bu:)


Demir bu kitaba bayılıyor, eviriyor çeviriyor, her sayfasını ayrı ayrı inceliyor..


Bu kitap nereye gitsek çantamızda:)


Kitabın her sayfasının ayrı ve parlak bir renkte olması da Demir'in ilgisini çekiyor... Bazen kitabını sallıyor ve sayfaların birbirine çarpma sesini dinliyor :)


Bu tip kitapların bebeklerin gelişimini çok güzel desteklediğini düşünüyorum. Bir kere tek elleriyle kavrayabiliyorlar, sayfalar kalın olduğu için, minicik parmaklarıyla sayfalarını çevirebiliyorlar. sallayıp sesini dinliyor, kemirip tadına bakabiliyorlar...İşte size bir kitapla 5 duyu eğitimi:)


Siz de bebeğinizle böyle bir kitabın resimlerine bakabilir, tek tek sayfalardaki resimleri göstererek isimlerini söyleyebilirsiniz. Hatta mümkünse resimdeki nesneyle, nesnenin kendisini yan yana koyabilir inceleyebilirsiniz (Örneğin bu kitapta top resmi var, o sayfaya gelince Demir'in oyuncaklarının içinden topu bulup yan yana koyuyorum, benzerlikleri ve farklılıkları hakkında konuşuyorum, hem resme hem de topa dokunmasını sağlıyorum) Ama unutulmaması gereken bir nokta var ki bebeklerin dikkat süreleri çok kısa! sadece bir yada iki nesne için bunu yapabilirsiniz:)

Kitabın Yazarı: - 
Resimleyen: Helga Bontick
Yayın Evi: Final Yayıncılık Reklamcılık
Kaç yaş okusun: 6-18 Ay
Ben nereden aldım: Remzi Kitapevi
Bu kitabın arkasında "3 yaşın altındaki çocuklar için uygun değildir" diye bir uyarı var. Bu postu yazmayı tamamladığımda bir de yayın evine mail atacağım. 3 yaş bu kitap için çookk geç!
Miniminicik ellere, bu ufacık kitapla mutlu dakikalar diliyorum:)

18 Şubat 2014 Salı

DEMİR ADAM/ BEBEKLE HAYAT VOL 1.

Eğer  bir bebek sahibiyseniz bilirsiniz ki kendinize ayıracak dakikanız kalmaz, çünkü bebekler filmlerdeki gibi saatlerce uyumaz!!! Hıııı uyuyanı yok mudur, vardır ama o uyurken de siz onun için bir takım faaliyetler içindesinizdir. Ne yapacağınızı şaşırırsınız acaba ev mi toparlanmalı yoksa çamaşırlar mı yıkanmalı, biriken ütüler ne olacak, eee evde yemek de yok, yoksa bir kahve alıp ayakları uzatıp uzun zamandır izleyemediğiniz dizi mi izlenmeli, boş boş televizyona mı bakmak en iyisi, yo yooo en iyisi internette gezinmek , biriken binlerce maili temizlemek ya da uyumalı mı acaba???? Eyyyy sen bebek sahibi olmayı düşünen kişi “ben çocuğumu hayatıma dahil edicem onun için hayatımı değiştirmeyeceğim. Gideceğim her yere götüreceğim, bla bla bla…” diyorsan bilki gerçekler öyle değil…  Düşün ki hafta sonu arkadaşlarınla brancha gidiyorsun..  Evden çıkma faslına hiç girmeyeceğim o başka bir postun konusu olsun! J Evden eşin sen ve bebeğiniz Pazar kahvaltısı için çıktınız. Yolda koltuğunda oturmak istemedi, ağladı… Aldınız ve emzirdiniz bir taraftan da dua ettiniz “Allah’ım noluuurr uyusun” evet dualarınız kabul oldu ve uyudu.. Hedef noktasına vardığınızda eşiniz arabadan indi bebeğinizin arabasını çıkartmak için bagaj kapağını açtı, arabayı çıkarttı veee bagaj kapağının kapanma sesine bebeğiniz uyandıııı!!!! Tırınırınımmm round 1 bu bebeğin sakinleşmesi lazım!! Tekrar taktınız önlüğü emzirmeye başladınız.. Neyse ki sakinleşti ama artık o uyanık bir bebek… Neyse birsürü araştırma yapıp, bir dünya para vererek aldığınız arabasına bebeğinizi koydunuz, arkadaşlarınızın yanına ulaştınız.. Herkes bebeğinize bayılıyor, “ayyy ne şeker”, “ayyy yeriiiim ellere bak”, “ayyy bu kıyafete bayıldım” gibi yemeli yutmalı sevgi sözcükleri havada uçuşuyorJ Sonra bebeğiniz kucaktan kucağa sevgi  sözcüklerini kabul ederken birden küçücük midesindekileri çıkarıveriyor!!! Round-2 bebek bakım odasına gidip üstünün değiştirilmesi lazım. Tabi gittiğiniz yerde bebek bakım odası varsa! Neyse bebek bakım çantanızı kolunuza takıp, bebeğinizi de alıp yola düşüyorsunuz. Bebek bakım odasında bebeğinizin ihtiyaçlarını giderdikten sonra tekrar masaya dönüyorsunuz. Oooo bir muhabbet başlamış, kahkahalar gırla gidiyor. Garson sizin de çayınızı getiriyor, siz de bebeğinizi arabasına koyup kahvaltıya başlama arzusuyla yanıp tutuşuyorsunuz. Round 3 bebek arabasına koyduğunuz bebeğiniz ağlamaya başlıyor!!! Eee tabi o orda ağlarken siz tabağınızı dolduramayacağınız için, minicik yavrunuzu kucağınıza alıp başlıyorsunuz restoranda gezmeyeJ Eeee karnı tok, altı temiz sadece yatmak istemiyor küçük melek… Neyse eşiniz kahvaltısının bir bölümünü bitirene kadar siz bebeğinizle “aaa bak oğlum burda ne varmışşşş!!”  “uzunmuuuşş, kırmızıymıışş, ayyy ne tatlıymışşş” gibi tanıtıcı cümlelerle bebeğinizle geziniyorsunuz… Arada masanıza dönüyorsunuz, azıcık da olsa sohbeti yakalamak umuduyla.. Tabi oturabiliyor musunuz hayır! Ayakta “hopbidi hopbidi” modundan, “eeee eee eee” moduna geçiş yaparak eşinizin ağzınıza verdiği lokmaları yutuyorsunuz. Sonra baba bu halinize dayanamayıp yanınıza geliyor “hadi sen otur bi şeyler ye” diyor. Siz de sonunda tabağınızı doldurup masaya oturuyorsunuz ve başlıyorsunuz sohbete “ayy gündüz hiç uyumuyo”, “dün bir kahkahalar attı bak videosunu izleteyim”, “Geçen gece bir gaz sancısı oldu sabahı zor ettik”…. “Acaba sütüm mü azaldı daha çok emmek istiyor”… Gördüğünüz gibi sohbetinize de doyum olmuyor J sonra bir ağlama sesi yanınıza doğru yaklaşıyor.. Round 4  bebeğinizin size ihtiyacı var ve emmek istiyor.. Hadi bakalım tekrar bebek bakım odasına, emzir, altını değiştir derken yarım saat geçiyor… Tekrar masaya gelip arabasına koyup sallayarak uyutmayı deniyorsunuz ama olmuyor olmuyor olmuyoooorrr!!! Bu arada arkadaşlarınız birer kahve söylemiş, sohbetin doruklarındalar… Round 6 bebeğiniz uyumadığı gibi sakinleşmiyor da!! Sakinleştirmenin tek yolu vaarrrr!! Hadi bakalım bebek bakım odasına…. İsterseniz burada senoryomu bırakayım. Tabi tam tersi de olabilir, arabadan inerken uyanmayıp uzun bir uykuda çekebilir. Ama bu uyku sizin orada ki tüm zamanınızı kaplayamayacağı için birkaç kere emzirme ve alt değiştirme faaliyetlerine girişmek zorunda kalırsınız. Sonuç olarak ne karnınız doyar ne ruhunuz…Şimdi söyleyin bakalım hayatınız eskisi gibi devam ediyor mu etmiyor mu? Ben o çok büyük büyük laflar edenlerdendim “Aman canım bebekle evden çıkmak da ne var alır çocuğunu çıkarsın!!!!” “ Çocuk sosyal aktivitelerinize engel olmamalı, hayat eski rutininde devam etmeli!!” Eveeet öğrendim ki “annelik tükürdüğünü yalama” sanatıymış!” Tabi bir şey daha öğrendim ki dünyada kimseleri böyle sevemezsin… yok böyle bir aşk…Hem canınıza okuyor hem de onun için yanıp tutuşuyorsunuz… Alın size ebedi aşk….
 
Demir biz bunları yaşarken 3-4 aylıktı.. Her dışarı çıkışımızda bir daha çıkmayacağım diyerek eve dönüp, 3. günün sonunda hadi bir kere daha deneyelim diyordum:) Şimdi Demir 9. ayını tamamladı (Düzeltilmiş 8 ay) çevreye olan ilgisi, oturma süresi arttı, uyku süresi kısaldı!!! Şimdi nasıl mı? Cevabı Vol. 2'de :))
Sevgiler...

14 Şubat 2014 Cuma

EN GÜZEL BLOG YARIŞMASI

Bir blogger olarak ilk yarışmama katılıyorum:) blog deposu en güzel blogu seçiyor!!  Siz de katılmak isterseniz http://blogdeposu.blogspot.com.tr/2014/02/en-guzel-blog-yarismasi.html  adresini hemen tıklayın:)
Blogumda artık ağırlıklı olarak anne-bebek konularında yazdığım için "Aile Blogları" kategorisinde katılıyorumm!! Bloguma şans dileyin:) 

DEMİR ADAM'IN KİTAPLIĞI/ BEETHOVEN DUYGU MAKİNESİ


Demir Adam’ın kitaplığında bu hafta tam da sevgililer gününe yaraşır bir kitap var :)

 

Bay Majör’le Klasik müzik masalları serisinden “Beethoven Duygu Makinesi”
 
 

Kitabımızın kahramanı Bay Majör’ün, mucit arkadaşı Bay Tornavida'nın “duygu makinesi”ni icat etmesi ile hikayemiz başlıyor. Peki bu makine nasıl çalışıyor dersiniz. Elbette ki müzikle:) Sonra mı? Hangi müzik bu makinayı çalıştırabilir derken Beethoven’ın CD’si gözlerine çarpıyor ve Beethoven’ın hayatı ve eserleri içinde büyüleyici bir yolculuğa başlıyorsunuz.
 
 

Ben bu kitaba kelimenin tam anlamıyla bayıldım. Bu dizinin tüm kitaplarını oğluma almaya karar verdim. Çok güzel bir kurgu içinde Beethoven ve parçaları hakkında bilgi veriyor. Kitabın bir de CD’si var. Bu CD’den hem masalı çocuklarınıza dinletebilir hem de Beethoven’ın en ünlü eserlerini dinleyebilirsiniz.
 

Bu kitap Demir Adam’ın yaş ve gelişim düzeyine uygun değil ama CD’de yer alan parçalar oyun oynarken bize eşlik ediyor. Gelecekte de severek okuyacağını/okutturacağını düşünüyorum.

Kitabın Yazarı: Neşe Türkeş

Yayın Evi: Doğan Egmont Yayınları

Kaç yaş okusun: 6-11 yaş

Ben nereden aldım: Dost kitap Evi
 
 Çocuğunuz bu gece bu kitabı okuyarak, müziklerini dinleyerek huzurlu, mutlu bir uykuya dalabilir :) Hem size de biraz vakit kalmış olur ;) 
 Herkesin sevgililer gününü kutluyoruzz:)) romantik müziklerin eşlik ettiği aşk dolu, mutluluk dolu bir gün diliyoruz:))
Sevgiler...

10 Şubat 2014 Pazartesi

HAMİLELİK/ DOĞUMDAN SONRA KİLOLAR...


“Ah şekerim bizim genetiğimiz 34 beden o nedenle 44 bedenle doğuma girip 34 beden çıktım!!” demeyi çoookkk isterdim. Ama maalesef bizim genetik 40-42 beden :) O nedenle doğum kilolarımdan kurtulmak için biraz çaba sarf ettiğimi itiraf ediyorum.
Doğumdan sonra eve geldiğimde pantolonlarım ve eteklerim dizimin biraz üzerinde sıkışıp kalıyordu. Hadi emzirdiğim için elbiseler olmuyor, düğmeler kapanmıyor da bu pantolon ve eteklere ne oluyordu!! Koca bir dolap dolusu kıyafetin içinden bir tane olan yoktu!! Bir de aynadaki görüntü var tabi!! Hamileyken göbekten başka bir şey görmeyip, o göbeği delicesine seviyorsunuz… O göbeğin içi boşalınca ise yanlarda bıngıl bıngıl sarkan yağlar ve yumuşacık bir göbekle karşı karşıya kalınca insan bir şok oluyor. Zaten hormonların durumu karışık, bir ağlıyor bir gülüyorsunuz bir de bu görüntü üstüne tuz biber oluyor…
Neyse nasıl olsa emzirerek zayıflayacağım için kısa bir sürede eski formuma kavuşurum diye kendimi avuttum. Ben doğuma 76 kilo ile gittim eve geldiğimde ise 70 kiloydum. İki hafta içinde 66 kiloya düştüm. Evet emzirerek zayıflıyordum… Ama sonra aylarca baskülün ibresi 66’dan aşağı bir türlü inmedi. Tabi bunda sütüm çoğalsın diye içtiğim malt içeceklerinin de etkisi büyük. Hatta bir ara tekrar kilo almaya bile başladım!!
Baktım ki böyle olmayacak, Demir Adam 5 aylık olduğunda ben de günde 5 km yürümeye başladım. Annem de bu yürüyüşlerde bana eşlik etti. Bazen Demir ve babamda bize katıldı. Aman Demir ağlamadan yürüyüşü tamamlayalım diye 5 km’yi 45 dk’da yürüyor muyduk, koşuyor muyduk belli değil!!... Hedefim belliydi… İşe başlamadan kıyafetlerimin içine girmek. Bir de pastane ürünlerini, paketli gıdaları, hamur işini hayatımdan çıkardım. 3 öğün yemeğimden hiç taviz vermedim. Evde ne yemek varsa dolu dolu yedim. Sonuçta süt veren bir anneyim ki o süt için ne mücadeleler verdim bir başka postun konusu olsun. Bir de her gün kahvemin yanında iki parça bitter çikolatamı da yemeyi ihmal ettim:)
 Sonuç mu??

6 Şubat 2014 Perşembe

DEMİR ADAM'IN KİTAPLIĞI/ HAYVANAT BAHÇESİ


Bu hafta “Demir Adam’ın Kitaplığı”nda tam bebeklere göre bir kitap var :) Kitabımızın adı “Hayvanat Bahçesi” Bu aynı zamanda bir dişleme kitabı :) Aşağıda görüldüğü üzere bizim kitap da biraz dişlenmiş!



Kitabın her bir sayfasında bir hayvanın resmi var ve altında hangi hayvan olduğu yazıyor. 



Siz bebeğinize bu hayvanları tek tek gösterebilir, seslerini çıkarabilirsiniz. Tabi flamingo, tukan (bir kuş türü), penguen seslerini nasıl çıkarırsınız sizin yaratıcılığınıza kalmış:)




Bebeğiniz bu kitabı 5. aydan sonra kolaylıkla kavrayabilir, çevirip sağına soluna bakabilir, sallayıp sesini dinleyebilir.



 7. aydan sonra ise sayfalarını çevirerek inceleyebilir. Ama fazla bir beklentimiz olmasın minicik parmaklardan iki-üç sayfa birden/aynı anda çevirebilir :)

Bir de bu kitabın sadece üst kısmındaki kulakları değil, her yerini dişleyerek tam bir kitap kurdu olabilir:)

Kitabın Yayın Evi: Doğan Egmont Yayıncılık

Ben Kitabı Nereden Aldım: D&R

Kaç yaş okusun: 5-18 ay

Miniklere bol dişlemeli, keyifli okumalar diliyoruz:)

1 Şubat 2014 Cumartesi

DEMİR ADAM'IN KİTAPLIĞI/ HAFTANIN KİTABI

Bir çocuk gelişimci olarak “Çocuk Edebiyatı” her zaman ilgimi çeken bir alan olmuştur. Tabiki bunda asistanlık yıllarımda bu dersi uzun yıllar asiste etmemin etkisi büyük:)
Her kitapçıya gidişimde mutlaka birkaç resmli çocuk kitabını inceler, okur bazen de bir iki tanesini alır çıkarım. Bu ilgim Demir’in doğumundan sonra elbette  daha da arttı. Şimdiden oğlumun küçük bir kitaplığı var:)
Bu nedenle her hafta bir çocuk kitabını #Demir Adam’ın Kitaplığı başlığı altında tanıtmaya karar verdim. Tabi hepsi Demir’in şu anki gelişim düzeyine uygun değil. Bazılarını 3 yaşında, bazılarını 5, bazılarınıysa  6 yaşında okuyacak.



Eveett ilk kitabımız oğlumun en sevdiği kitap “Sevimli Sesli Kitabım Çiftlik”. Bu kitap Muslu Ailesinden bize hediye:) Çok teşekkür ediyoruz…

Kitap bebeklik dönemi, hatta bir yaşın ilk yarısı için çocukların ilgisini çekebilecek nitelikte. Bir çok sesli kitabın aksine sesleri ve müziği çok güzel. Çiflik hayvanlarını ve seslerini tanıtıyor. Fakat civciv sayfasında bir horoz sesi var! Horozun kendisi yok!! Tamam biz civcivin oluşumunda horozun rolünü biliyoruz fakat minik yavru nerden bilecek!!:)) Bir de çiflik hayvanlarımıza baykuşu da dahil etmişler!!:)) 
Herşeye rağmen oğlum bu kitaba bayılıyor:) Minnoşlara keyifli okumalar...