Bebeğimin
cinsiyetinin erkek olduğunu öğrendiğimde aklıma 3 konuyla ilgili sorular
takıldı:
1.
Sünnet
2.
Askerlik
3.
Gelin
Gelin
konusunu düşünmek için erken olduğunu, askerliği de bedelli yapabileceğini
düşününce sünnete yoğunlaşmaya karar verdim :)
Aslında
erken doğum yapmasaydım doğduktan hemen sonra sünnet planlarımız içindeydi ama
bebeğimiz o kadar sürprizli ve o kadar küçük doğdu ki sünnet aklımıza bile
gelmedi. Ama “gelin” arada aklıma geldi valla! El kızına nasıl vericem yavrumu
diye düşündüm, sanki iki kilo vericem el kızına. 90 kg olunca, evlensin de
torun seveyim diye gözünün içine bakarım heralde ama lohusalık farklı bir
psikolojik bakış açısı yaratıyor insanda:))
Neyse
konumuza dönüyorum. Biz Demir Adam’ın sünnetini 7 aylıkken (düzeltilmiş 6 ay) bir üniversite hastanesinde yaptırdık. Bu
kararımızdan da son derece memnun kaldık. Sadece miniciğimizi 20 dakikalığına
da olsa ameliyathanede yalnız bırakmak çok endişe vericiydi…
Doktorumuz
operasyondan birkaç gün önce oğlumuzu muayene etti ve bize operasyon ve
sonrasındaki bakımı anlattı. Bana duvardaki Nasrettin Hocanın şalvarını
göstererek (şalvar lacivert bir renk) “Bak annesi operasyondan sonra pipisi
aynı bu renk olacak hiç endişelenme” dediğinde ben de ona “gelecekte torunumun
olmasına engel olmayacaksa endişelenmem” dedim :) Şimdiden neler düşünüyorsunuz diyerek güldü..
Tabi nereden bilecek benim bilinçaltımı, sonuçta adam cerrah psikiyatrist değil
ki!!
Demir
klasik yöntemlerle sünnet oldu. Tam 10 günde de tam bir iyileşme sağlandı.
Sadece ilk saatler çok zordu. Çünkü ameliyathaneden çıktıktan sonra, anestezinin etkisi geçmek üzereyken yavrumuzu
bize verdiler. Nasıl ağlıyor anlatamam, bir saat emzirmemem lazım... Emzik de
almıyor… Yarım saat aralıksız nefessiz kalırcasına ağladı, sonra uyuyakaldı...
Ağlama nedeni acı değildi, ilk gözünü açtığında tanıdık birini yanında
görememekti belki ama bir anne için dayanılması çok zor dakikalardı. Sonuçta o
benim en kıymetlim, biriciğim…
O
gün emzirdikten sonra yavaş yavaş kendine geldi, gülmelere başladı. Fakat arada
bir bir “hiiiiğğ” diye bir ses çıkarıyordu, sanırım birazcık çişi yakıyordu… Ertesi
gün sanki hiiiççç operasyon geçirmemiş gibiydi. Pipisinin üstünde bir pet
bardakla 10 gün geçirdi ve her gün yarım saat suyun içinde oturdu. Az öncede
söylediğim gibi 10 gün sonra tam olarak iyileşti.
İyi ki
Demir doğduğunda sünnet ettirmemişim. Çünkü,
1.
İlk günlerde çok sık ve çok sıvı dışkılama
olduğu için pipiyi hijyenik tutmak çok zor olurdu
2.
Bebeğimin pipisinde pet bardak yokken bile ilk
günlerde her bağladığım bezden çişi sırtından çıkıyordu. Bir de pipoşta bir
bardakla nasıl baş ederdim bilmem.
3.
Pipisinde bir pet bardakla emzirmek çok zor
olurdu. Sonuçta emzirme eylemine yeni alışıyordum, canını yakıyor muyum diye
düşünür dururdum.
4.
Bir de pişik riski daha yüksek olurdu. Özellikle
yaz bebeklerinde bu pet bardakların kapandığı kısmın pişik olma riski çookk çok
yüksek. Hele ki yeni doğanda bence kaçınılmaz..
Bu işin uzmanları ne önerir bilmem ama bir çocuk gelişim
uzmanı olarak bence bebek dönmeye başlamadan önce 5-6 ay aralığında
sünnet ettirmek ideal. Tabi eğer bebeklik döneminde sünnet ettirmeye
niyetiniz varsa. Hem ağrı reseptörleri de daha tam olarak gelişmemiş olduğu
için fazla canları acımıyor. Biz oğlumuz ilerde sünnetten korkmasın, işin
sadece eğlencesini yaşasın ve hatırlasın istediğimiz için bebeklik döneminde
olmasını tercih ettik.
Siz bebekken sünnet ettirmek istemiyorsanız o zaman 7 yaşından
sonraki dönemi bekleyin derim. Çünkü çocuklar 3 yaşından sonra pipilerini
kaybetmekten korkabiliyorlar. Bu yaşlarda yeni yeni oluşmaya başlayan cinsiyet
kavramının kazanımını sünnetin olumsuz etkilemesini istemezsiniz değil mi?
Neyse biz sünnet işini böylelikle hallettik, bakalım şu gelin
işi ne olacak? :))))))
Sevgiler…